Röportaj: Mimarlar Odası çalışanlarına TİS süreci ve taleplerini sorduk

Tez-Koop İş üyesi TMMOB Mimarlar Odası çalışanlarına yakın zamanda gündeme gelen Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecini, tutumları ve taleplerini sorduk.

ÜİMF: Merhaba arkadaşlar;

Krizin etkilerinin günden güne arttığı, elimizi attığımız her şeyin pahalandığı, ters orantılı olarak maaşların eridiği bir dönemde toplumun her yanında direniş öyküleri yazılıyor. Trendyol çalışanlarının mücadelesini, YemekSepeti’ndeki direnişi, Migros’ta depo çalışanlarının hepimizin yüzünü güldüren kazanımını bu karanlık dönemde birer umut ışığı olarak görüyoruz.

Sizler de meslek örgütümüz, TMMOB Mimarlar Odası çalışanları olarak, bir süredir meslektaşlarımıza örnek olacak şekilde sendikal mücadele yürütüyorsunuz. Yakın zamanda da sendikanız Tez-Koop-İş Sendikası yeterli sayıya ulaşarak Toplu İş Sözleşmesi hakkı kazandı, Mimarlar Odasıyla masaya oturuldu.

Sonrasında yaşananlar tarafların farklılaşan açıklamaları ile bir miktar kafaları karıştırdı; sizden, ilk ağızdan süreci öğrenmek isteriz.

ÜİMF: Öncelikle süreci bilmeyenler için sendikalaşma sürecinizden bahseder misiniz? Bu süreç nasıl başladı, kaç ilde örgütlüsünüz, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hakkı kazanabilmek için neler gerekti?

Katılımcı 1:  Sorularınızı Odadan önce 8 yıl boyunca farklı ofislerde, farklı görevlerde çalışmış bir mimar olarak yanıtlayacağım. Mimarlar Odası’nda sendikalaşma çalışmaları yeni değil aslında. 2010 yılından beri süregelen bir çalışma var, fakat çok yol alınamamış. Bizim sürecimiz 2021 yılının Mayıs ayında başladı ve kısa bir süre içerisinde Eylül ayında Türkiye çapında tüm Şube ve Temsilciliklerde çalışanların yüzde 54 çoğunluğunun sağlanmasıyla yetki başvurusunda bulunuldu. Kasım ayında da örgütlü olduğumuz TEZ-KOOP- İŞ sendikası yetki elde etti. Toplam 30 ilde, farklı birimlerde çalışan arkadaşlarımız sendikaya üye oldu. Yıllardır ara ara yapılan üyelik çalışmaları sonuçsuz kalmış, ancak 3 ay içerisinde yaklaşık 230 çalışanın yarısı sendikalı oldu. Ben bu durumda yılardır bitmeyen bir ekonomik kriz ortamında yaşamanın etkisi olduğunu düşünüyorum.  Ama asıl etken yıldan yıla değişen Oda Yönetimleriyle çalışanlar arasındaki bağın gittikçe kopması. Bizler, görev tanımımıza bağlı işlerin yanında ve bununla ilgili olmayan farklı işleri de yapıyoruz. Değişen yönetimlere göre yaklaşımlar, ağırlıklı yapılan işler de değişiyor. Burası bir meslek örgütü olduğu için bu durumun yaşanmasını normal karşılayarak görevlerimizi yerine getiriyoruz. Ama öyle bir noktaya gelmiş ki, bazı arkadaşlarımız yönetimdeki insanların asistanı gibi kişisel işlere koşturuyor. Bazı birimlerde tek kişi çalışıyor. Bu arkadaşlarımızdan temizlik, muhasebe, üye işlemleri bütün işlerin yapılması bekleniyor.

Odanın şimdiye kadar bünyesinde çalışan emekçilere hakkını vermek yönlü bir maaş politikası ya da sosyal hak düzenlemesi olmamış. Haklar eriyerek kuşa dönmüş, iletişim kopma noktasına gelmiş. 15-20 yıldır odada çalışan insanlar var, maaşları asgari ücret düzeyinde. Performansa dayalı ya da yıllardır birlikte çalışmanın verdiği memnuniyetle bir zam yapılmamış. Düşünün, Oda, iş deneyimi olan mimar çalışanına her yıl yeni mezun mimar, mühendis ve şehir plancılar için açıklanan asgari brüt ücretin altında ücret veriyordu. Mimar meslektaşlarının haklarını koruma amacı güden bir meslek örgütünde yaşanan bu durum beni oldukça hayal kırıklığına uğrattı.

Katılımcı 2:  Çalışanlar olarak yıllardır yaşadığımız hak kayıplarına karşı, çalışma koşullarımızı iyileştirmek ve haklarımızı ileriye dönük garanti altına almak amacıyla yıllardır vermiş olduğumuz çalışmalar neticesinde Eylül 2021’de Türkiye genelinde Mimarlar Odası çalışanları olarak sendikalı olduk ve Tez-Koop-İş Sendikası altında örgütlenen çalışanların çoğunluğu sağlamasıyla toplu iş sözleşmesi yetkisi elde edildi. 15 şube ve bunlara bağlı temsilcilik çalışanı arkadaşlar sendikalı.

Bu yetkiye Mimarlar Odası 7 gün içinde itiraz edebilirdi. Ancak etmediler, yetkili sendika kabul edildi.  Böylece 8 Kasım 2021 tarihinde sendika ile Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu arasında TİS görüşmeleri başlamış oldu.

ÜİMF: TİS süresince hangi talepler dile getirildi?

Katılımcı 1:  Sözleşmemiz, yöneticiler dışında Oda bünyesinde çalışan herkesi kapsayan, en temel sosyal hakları ve ortalama bir ücret düzenlemesini içeren standart bir sözleşme. Çalışma sürelerini düzenleyen, fazla mesai halinde uygulaması gereken kurallar, kadın çalışanlara yönelik 8 Mart ve bir günlük regl izni, mazeret izinleri, bildirim süreleri, işyerinde mobbingin önlemesi, iş güvenliğini kapsayan çalışanlara maske ve dezenfektan temin edilmesi gibi düzenleyici maddeler var. Bir de tabii çeşitli ücret düzenlemelerini içeriyor. Öncelikle Oda çalışanlarının maaşları arasındaki uçurumu kapatabilmek için bir iyileştirme maddesi eklendi sözleşmeye. Buna uygun olarak da Eylül ayından itibaren geçerli olmak üzere birinci yıl birinci altı ay zammı olarak %20 + enflasyon farkı, birinci yıl ikinci altı ay zammı olarak %15 zam + enflasyon farkı talep edildi. Kimi Şubede bulunmayan yol ve yemek ücretleri ile ilgili düzenlemeleri içeren maddelerle çocuk, yakacak, eğitim, giyim yardımı düzenlemelerini içeren maddeler de sözleşmemizde yer alıyor. Odanın değerlerini bilen ve sahiplenen insanlar olarak, ilk etapta ücretler ve haklar açısından bakıldığından ortadaki büyük farklılıkları giderebilecek bir sözleşme hedefledik. Örneğin meslek durumu, dil bilgisi, çalıştığı birim, yaptığı iş gibi çeşitlenen değişen durumlara göre kat sayılarla belirlenen düzenlemeleri, kabul edilmeyeceğini de düşünerek çıkardık.

Bizim esas olarak çalışma şartlarımızı belirleyecek olan ve insanca bir yaşama kavuşabilmek için temel ücret düzenlemesini içeren maddelerin hiçbiri Kasım ayı itibarıyla başlayan toplantılarda kabul edilmedi. Muhasebe ve bilgi işlem çalışanları ile mimarların sözleşmede kapsam dışı kalmasını teklif ettiler. Temsilci arkadaşlarımızın yetki iptalini ve toplantıların kapalı yürütülmesini talep ettiler. Sözleşmedeki hiçbir maddeyi müzakere edemedik. Ücret düzenlemesi için yüzde 0 zam dediler, Mobbingin önlenmesi, izinler, iş güvenliği maddeleri… Hepsi İş Kanunu’nda yok denilerek reddedildi.

Katılımcı 2:  Sözleşmede; çalışma saatlerine, fazla çalışma ve tatil ücretlerine ilişkin düzenlemeler, Covid-19 salgını boyunca çalışanlara maske ve dezenfektan temin edilmesi gibi iş güvenliğini kapsayan düzenlemeler, işyerinde mobbingi önlemeye dönük düzenlemeler, yol ve yemek ücreti, sosyal yardım ve ikramiye düzenlemeleri, kadın çalışanlara 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü izni ve regl izni gibi, çalışanların haklarını koruyucu ve güçlendirici hükümler yer alıyordu.

Bu hükümler meslek odalarında, sendikalarda, barolarda imzalanmış olan diğer sözleşmelerden farklı bir sözleşme değildi.

Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Sözleşmede yer alan idari maddeleri, ücret düzenlemelerini kabul etmediği gibi, toplu sözleşme görüşme esnasında toplantıya katılan işyeri temsilcisi çalışanlara %0 zam teklif etti. TİS toplantılarının, sendika işyeri temsilcilerinin katılımına kapalı olarak gerçekleştirilmesini talep etti. Ayrıca Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu; muhasebe ve bilgi işlem çalışanları ile tüm mimar çalışanların kapsam dışında tutulmasını önerdi.

Sendika ile Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu arasında yapılan görüşmelerin tıkanması üzerine üçüncü oturumda uyuşmazlık tutanağı tutularak arabulucu aşamasına geçildi.

ÜİMF: 8 Kasım 2021 tarihinde başlayan TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, uyuşmazlık raporu tutularak konunun arabulucu aşamasına geçtiğini, aşama kaydedilmediği için de önlükleriniz ile çalışarak durumu görünür kılmaya çalıştığınızı belirtmiştiniz. Sonrasında nasıl gelişmeler yaşandı?

Katılımcı 1:  Sendika ve Yönetim arasında yapılan toplantılardan bir sonuç alınamayınca süreç arabulucuya taşındı. Tabii yıl 2022 oldu, dolar 18 TL’yi geçti arada, hiper enflasyonla asgari ücret açıklandı. Yönetim, masada TİS dururken, sözleşmemizdeki ücret düzenlemesine yüzde 0 zam teklifi ile gelmişken, ücret düzenlemesini kendilerinin yapacağını açıkladı. Tüm birimlerde uygulanmak üzere ücret çalışması yaptıklarını, sendikalaşma süreci nedeniyle de bu çalışmanın Şubat ayına sarktığını açıklayan bir yazı yolladı Şubelere. Arabulucuda bu çalışmayı sendikaya sunacaklarını belirtmişlerdi, ama sunmadılar. Şubat ayında da maaşlarımıza, bizim kabul edilmez diyerek sözleşmeden çıkardığımız kat sayıya bağlı bir düzenleme yapıldı. Ama tamamen ilkel, tutarsız ve hangi değerlere sadık kaldıkları anlaşılmayan bir şekilde 10 günlük bir “araştırma” ile yapılan bir düzenleme! Kendi ayıplarını örtmek istiyorlar herhalde, aynı birimde çalışan insanların maaşlarını birbirine yaklaştırmak için bazı arkadaşlarımıza TÜİK’in sahte rakamlarıyla bile açıkladığı yüzde 36’lık enflasyonun altında düzenleme yapılmış. Kiminin yemek ücreti, birimde kayıtlı üye sayısı az denilere düşürülmüş. Bazı arkadaşlarımızın düzenlemesi asgari net ücretin altında tutularak yapılmış. Neresinden tutsanız elinizde kalır. Bir de sürekli şunu dile getiriyorlar; “Bizim kat sayı çalışmamız olmasaydı sendikanın yüzde 20 zammına kalmıştınız. Biz sendikadan daha çok zam yaptık.” Sözleşmede ne yazdığından bile haberleri yok. Biz de kendini aile şirketi yöneticisi sanan bu insanlardan piyasada büyük bir sömürü altında çalışan mimarların haklarını savunmasını bekliyoruz.

Önlüklerimizle çalışmaya başlamadan önce, Mimarlar Odası’nın geleneklerine yaraşır bir şekilde sorunu çözebilmek için diyalog zemininde hem sendika yetkilisi arkadaşlarımız hem de çalışanlar olarak çabaladık, süreç boyunca karşılığını göremedik. Arabulucu raporunun tebliğ edilmesi ile 60 günlük süre başlıyor ve grevin önü açılmış oluyor. Rapor tebliği edilmeden önce bir adım atılmasını sağlamak adına kararımızdan ve taleplerimizden vazgeçmeyeceğimizi göstermek için önlüklerimizle çalışmaya başladık. Yönetimle sendika arasında 11 Mart’ta yapılan son toplantıda sözleşmenin imzalanmasına yönelik beyanda bulundu yönetim ve önlüklerimizi çıkarmamızı “rica etti”. Kasım ayından beri ilk defa sözleşme maddeleri müzakere edilebildi o toplantıda. Ama yaklaşım sorunlu, biz önlüklerle çalışmaya başladıktan sonra zoraki bir “iyi niyet” gösterip, hala kapsam maddesini tartışıyorlar. Yine de, müzakereden yana tavrımızı gösterebilmek için sunulan “iyi niyete” karşılık sonraki toplantıya kadar 10 günlüğüne önlüklerimizi çıkardık, sandalyelerimize astık, bu şekilde çalışıyoruz. Eğer o toplantıda görüşme beklediğimiz gibi geçmezse eylemimize devam etmeyi düşünüyoruz. Bu arada arabulucu raporu da sendikaya tebliğ edildi, yani 60 günlük süremiz başladı. Yasal olarak 60 gün içerisinde greve çıkma hakkımız var.

Katılımcı 2: Oda bazılarımızın meslek odası bazılarımızın işyeri, açıkçası dışarıda taraf olarak karşı durduğumuz, tepki gösterdiğimiz bu tavırların aynını bizlere sunmalarına tepki göstermek, sürecin yıpratıcı olmasından kaçınarak ve TİS’in biran önce imzalanmasını hızlandırmak amacıyla sosyal medyada görünür olmaya ve önlük giymeye karar verdik. 

11 Mart 2022 tarihinde yapılan TİS görüşmesinde önceki görüşmelere istinaden daha ılımlı bir yaklaşımla karşılaştık.

ÜİMF: Sizin örneğinizde özgün bir durum var, işveren bir demokratik kitle örgütü, geleneğinin emekten yana olmasıyla övünen, krize karşı kampanyalar örgütleyen bir kurum. Bu kurum adına görüşmelere katılan yetkililerin da bu noktada ayrı bir sorumluluğu var. Görüşmelerdeki tutum nasıldı?

Katılımcı 1:  Yönetimlerin tavrı oldukça lakayttı. Sendikalı olmamız karşısında ilk tepki “biz çalışanımızın yanındayız” maskesi altında, “burası fabrika mı da gittiniz sendikalı oldunuz” demek oldu. Süreç içinde de “greve giderseniz gidin” diyen, çalışanların yaşadığı sıkıntıyı görmezden gelerek “sarı sendikaya üye oldular” gibi ilginç sözler sarf eden yöneticiler meydana çıktı. Bizim iradi olarak aldığımız kararla sendikaya üye olmamızdan büyük bir rahatsızlık duyuldu. Meslek Odası yöneticilerine yakışmayacak tuhaf tepkiler verildi, hala şaşırıyoruz. Mesela Ekşi Sözlük’te açılan “mimarlar odası çalışanları haklarını arıyor” başlığının altına yönetici olduğunu bildiğimiz kişiler hakaretler yağdırmış.

Süreç boyunca yapılan bütün personel toplantılarında sendikayı ve sözleşmemizi karalayıcı sözler sarf edildi. Sendika ile yönetim arasında 11 Mart’ta yapılan toplantıdan sonra bir açıklama yayınladı Oda. Her paragrafı “adaletli”, “emekten yana”, “iyi niyet” kelimeleri ile dolu yazıda çarpıtılmış, doğru olmayan bilgiler var. Yazıda “titizlikle çalışma yürütüp hazırlanan önerilerin” sendikaya iletildiği, sendikanın hazırlanan teklifi reddettiği, bunun ardından sürecin arabulucuya taşındığı yer alıyor. Haksız eleştirilere rağmen kısa zamanda hazırlanan kat sayı çalışmasını sendika yetkilileri ve temsilcilerle paylaştıklarını, amacın Odanın ekonomik yapısına göre bizim haklarımızı korumak olduğunu, kanunlarca belirlenmiş koşullardan olabildiğince daha iyi şartlar oluşturmak niyetinde olduklarını, mali konular dışında diğer konularda uzlaşmaya varıldığını da belirtmişler. Kasım ayından beri ne Oda tarafından sendikaya öneri sunuldu, ne gerçekten çalışma şartlarını düzenleyen maddeleri müzakere ettiler. Sendikanın kabul etmediği öneri dedikleri muhasebe, bilgi işlem çalışanları ile mimarların kapsam dışı bırakılması, yüzde 0 zam teklifi ve İş Kanunu’nda yok diyerek basit mobbing maddesini bile kabul etmedikleri “düzenlemeler” herhalde. Burada öneri sunduklarını ve sendikanın kabul etmediğini söylemek açık bir şekilde yalan söylemek oluyor. Bir de haklarımızı korumak istediklerini yazmışlar. Başından beri son derece gerici ve uzlaşmaz tutum sergilediler. Kimi yöneticiler tarafından işten atılmakla tehdit edildik, hareket edenler bile oldu. Bunlarla ilgili tek bir söz etmeyip “hakkımızda karalama kampanyası başlatıldı” diyerek doğru olmayan bilgiler paylaşmaları çalışanların emeğini görmezden gelmeye, yaptığımız işleri küçümseye devam etiklerini gösteriyor. Biz Odaya yakışanın emekten yana tavır almak olduğunu biliyoruz. Yaklaşımlarında değişen bir şey yok, ama bu konuda ısrarcı olduğumuz için mecbur kalıyorlar bunu tartışmaya. Bizim yanımızda olduğunu beyan eden yöneticiler olduğunu da söylemek gerek, süreçte ne kadar etkili oldukları tartışmalı.

Katılımcı 2:  Bu sürecin bu şekilde ilerlemesi elbette bizi üzdü. Sonuçta burada hepimizin yıllardır birlikte vermiş olduğu emek mücadelesi vardı. Bu ortak mücadelenin bu şekilde çözümsüzleştirilmesi çalışanlar olarak bizlerin haklarının hiçe sayılması, görmezden gelinmesi, elbette beklediğimiz bir tavır değildi.

ÜİMF: Oda çalışanlarının örgütlenmesi ve sendikal mücadele gündeme geldiğinde, oda çalışmalarının gönüllü olması gerektiği ile oda çalışanlarının durumu sıklıkla, çoğu zaman da tercihi bir şekilde karıştırılıyor. Yönetimlerin, komite ve komisyonların gönüllülük esası ile çalışması ile odadaki pratik işlerin yürütülmesi aynı şey değil oysaki. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?

Katılımcı 1:  Evet, bu söylediğiniz çok doğru. Yöneticiler, emek karşılığı ücretli çalışmakla gönüllü çalışmanın gereğini birbirine karıştırıyor.  Bizim çalışma saatlerimiz belirli. Akademi, özel şirketler ya da kamu kuruluşlarında çalışan yöneticiler profesyonel olarak yaptıkları işler bitip, sıra “Oda işine” geldiğinde kendilerinden zaman ayırarak “özveri” ile bunu yaptıklarını söylüyor. Bizden de hafta sonu, tatil, akşam fark etmeksizin verilen bütün görevleri yapmamızı bekliyorlar. Bu şartlar altında çalışmak istemediğimizi söylediğimizde de şaşırarak “Nasıl yani, Oda çalışanları mesai saatleri dışında çalışmak istemiyor mu? Nasıl olur bu?” diyorlar. Çoğu birimde mesai saatleri dışında çalışıldığında ücret de verilmiyor. Bizi düpedüz işten güçten anlamaz, mimarlık nedir bilmez, vasıfsız insanlar olarak gördüklerini düşünüyorum çoğu kez.  Oda bünyesinde çalışan mimarları da meslektaşları olarak gördüklerini düşünmüyorum. Aslında bu yaklaşımları kendilerinin Odaya da saygı duymadıklarının göstergesi bir anlamda. Seçimden seçime Odaya uğrayan yöneticiler var.  Etiket olarak görüyorlar bu gönüllü olma işini.

Bizim yaptığımız işlerin içeriğini ve yoğunluğunu bilmeden, kişisel asistanlarıymışız gibi nezaketsiz bir şekilde buyurdukları her işi yapmamızı beklemeleri profesyonel yöneticilik anlayışından çok uzak. Yapılacak işlerle ilgili çalışanların hiçbirine söz söyleme yetkisi vermeyip, organizasyon şemalarında sadece kağıt üzerinde bir dahiliyet gösteriliyor. İş pratiğe geldiğinde sanki hiçbir mesleki bilgimiz, yıllardır yaptığımız işlerden edindiğimiz birikim yokmuş gibi “şu yapıla, bu edile” yaklaşımıyla iş dağıtımı yapıldığında sahip olduğumuz tüm mesleki bilgimiz, yıllardır edindiğimiz tecrübe çöpe gitmiş oluyor. Kendi içlerinde yaşadıkları yönetimsel kriz nedeniyle ortaya çıkan plansızlık bu duruma sebep oluyor. Bunu anlatmak istediğimiz zaman da “Biz gönüllü çalışıyoruz, çalışanlar Odanın işleyişini anlamıyor” diyorlar. Bugüne kadar Odanın içinden geçtiği onca sıkıntılı zamanlar da dahil olmak üzere çalışanlar olarak görevimizin ne olduğunu bilerek, kamu yararı ilkesine tutanak emek verdik. Bunların hepsi görmezden geliniyor.

ÜİMF: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Katılımcı 2: Son olarak onların bir söylemiyle bitirmek istiyorum. “Emeğimize, Mesleğimize, Haklarımıza Sahip Çıkıyor Sorunlarımıza Çözüm İstiyoruz!”  Oda çalışanları olarak, süreç daha fazla uzamadan sendika ile Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu arasında anlaşma sağlanmasını bekliyoruz.

Katılımcı 1:  Tüm bu anlattıklarım, yönetim kademesinde yaşanan niteliksel kaybın ve yozlaşmanın ispatını ortaya koyuyor. Burası zorunlu mesleki uygulamalar ve belgelere dayalı verilen hizmetler dışında, bilimsel olarak mesleki üretim gerçekleştirme, kamu yararı ilkesini ileriye taşıyacak uygulamalar geliştirme, meslektaşlarının haklarını gerçek anlamda korumak adına belirli düzenlemeler getirme gücüne sahip bir kurum. Bu saydıklarımın yapılabilmesi için ise gerçekten bu iş için emek vererek, üretimde bulunacak yaklaşıma sahip, bilgisini paylaşmaya açık nitelikli bir yönetim gerekiyor. Bizim yaşadığımız sürece, bu yaklaşımın tam tersi bir yola sapılması sebep oldu.  Bizler de meslek odası çalışanları olarak bize yakışır bir şekilde sendikalı olduk ve Oda yönetiminin şu an sadece kağıt üzerinde yazılı olarak sadık kaldığını duyurduğu değerlere ve Odamıza gerçekten sahip çıkıyoruz. Toplu iş sözleşmesi imzalanana kadar, Odamıza yaraşır bir şekilde uzlaşma zemini kurulana kadar vazgeçmeyeceğiz. Sizlere de süreç boyunca dayanışmayla yanımızda bulunduğunuz için teşekkür ederiz.

ÜİMF: Bu sürecin emekten yana ve meslek örgütümüzün geleneğine uygun bir şekilde sonuçlanması ümidiyle bir kez daha başarılar diliyoruz.

Ücretli Çalışan & İşsiz Mimarlar Forumu – 17.03.2022

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.